Nereye kadar Göz Göz'

(Suavi Yardımoğlu yazdı)

İlk haftadan ağzımıza bir kaşık bal çalan Göztepe haftalar geçtikçe taraftarına da bize de ıstırap vermeye başladı.

Sarı kırmızılı ekibin Kasımpaşa karşısındaki aciz görüntüsü deplasmanda alınan bir puanın başarısını çoktan unutturdu.

İzmir’de de görev yapmış Kasımpaşa Teknik Direktörü Mehmet Altıparmak’ın maç sonu açıklamaları ise Göztepeliler’i utandıracak cinstendi;

“Futbol oynamaya gelmemiş bir Göztepe vardı. Marka değeri diyoruz. Kötü oynarız ama böyle yürümeyelim. Benim takımım bunu yaparsa beni eleştirsinler...”

Yusuf Erdoğan’ın “Sürekli yerde yatan bir Göztepe. Topun oyunda kalma süresini çok merak ediyorum” sözleri ve İzmirli Aytaç Kara’nın, “Göztepe büyük camia futbolcuların mücadele etmesi lazım. Yattı kalkmadılar” sözleri ise bu utancın üzerine tuz biber ekti.   

Göztepe belki o niyetle sahaya çıkmamıştı. Ama sahadaki görüntü böyleydi. Ve acı gerçek Göztepe dillere düşmüştü.

Kopuk kopuk yasak savmacı hücumlar, saman alevi gibi parlayıp sönen orta saha, kalenin dibinden topu dürtemeyen sözüm ona golcüler... Direkten dönen toplar... Ofsayt diye iptal edilen goller... Kaleyi korumak için sakatlık pahasına kendilerini oradan oraya atan Atınç ve kaleci İrfan... Hata yapsa da dönüp telafi etmeye çalışan genç kaleci ve bu yıl bambaşka bir görüntü ile geçmişi silemeye çabalayan Atınç Nukan, “bozuk saat” misali Göztepe’nin günde iki kere de olsa doğruları gösteren yönüydü.

İlhan Hoca durumu toparlamak için ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. Ama ne Kubilay'ın ne de Paluli'nin bir şeyler değiştirecek kapasitesi yoktu. Durum daha da beter oldu. Yetmedi Tripic girdi. Denizli maçındaki gibi gol beklendi. Ama o da boş tribünleri dövdü. Bir değişiklik de Burekoviç’ti o da işe yaramadı. 89.dakikadaki Guilherme N’Diaye değişikliği ise Göztepe savunması “maç bitsin” diye bildiği tüm duaları okurken, saçmaydı.

Hoş yedek kulübesine dönüp baktığında, ağır Titi, formsuz Poko, daha çözülemeyen Nwobodo ve genç Efe’den başka kimse yoktu.

Ne olduğu tam süzülemeyen, neredeyse açık oturum düzenlenecek dakikalarca beklendikten sonra gelen bir VAR kararı, verilmeyen penaltılar ve futbol tanrılarının lütfu Göztepe’ye puanı getirdi.

Ligde 6 maç oynadı Göztepe... 5 maçtır galibiyete hasret. Dört beraberliği var... Bir de 3 gol yiyen kalecisinin neredeyse haftanın futbolcusu seçileceği bir yenilgisi.

Bu akşam sonu maç fazlasıyla 6. sırada... Ama 16. sıraya kadar her takımın üç puan alıp Göztepe’yi geçme şansı var.

Bir şeyler yapmak gerek. Transferler hakkında konuşmak için belki erken ama, öyle Göztepe'yi sürükleyip götürecek, ne bileyim, bir Jahoviç, bir Denba Ba  yok gibi. Göztepe'nin ne oynadığı belli değil. Bu takım az gol mu ye? Yediğinden fazlasını  mı ata? Hücum mu oynar, savunma m? Golcüsü ki? Bir Alpaslan'ın yokluğu ile bir takım bu kadar sarsılır m? Kaleci daha kaç gol kurtaracak' 

Bir Denizli galibiyeti ve tek tek basarak ve futbol bağlamında “bade süzerek” bu lig biter mi'

İnsan ister istemez soruyor;

Nereya kadar Göz Göz'

 

 

  

Editör: TE Bilişim