Son Mühür Haber Merkezi/ Melekşah Tufaner Sıcak Bakış programına konuk olan Roman Medya Haberleşme ve Dayanışma Derneği Başkanı- Gazeteci Haktan BulutAyşegül Koç’un sorularını yanıtladı. 

2 Ağustos Roman Soykırımı hakkında bilgi veren Haktan Bulut, “Soykırım da sadece Roman Soykırımı, Yahudi soykırımı değil bunun içerisinde engellilere, eşcinsellere yapılan soykırım da var. Bunlar da ciddi sayıda. Nazi kafası dediğimiz mantalitenin kendisini üstün ırk görmesi ve kendisinden farklı etnik grupları insan olarak dahi kabul etmemesinden dolayı süre gelen bir durum. Yahudiler hem sayısal olarak fazla, 3 milyona yakın, hem de dava süreçlerini çok başarılı yaptıkları için öne çıkıyorlar. Dünyada da çok fazla Yahudi olması, maddi güçlerini de ellerinde bulundurmalarından dolayı 2. Dünya Savaşı Yahudilerin soykırımı olarak öne çıktı” dedi.

“1 milyon Roman soykırıma uğradı”

Bulut, “Yahudilerin hemen arkasından katledilen insanların sayısı olarak Romanlar geliyor. Yaklaşık 1 milyon, sivil toplum örgütlerinin açıkladığı rakam. Tarihçilerin açıkladığı rakam 500 bin ve 800 bin arası. Ama Alman Hükümeti’nin açıklaması da 220 bin. Tabi ki soykırım çok acı bir olay. Soykırımdan sonra Yahudiler iki yıl içerisinde soykırımı ispat edip, tazminatlarını alırken ne yazık ki Romanlar 38 yıl sonra resmi olarak tazminat alma hakkına kavuşmuş. 2015 yılında Avrupa Birliği Parlamentosu, 2 Ağustos’u Roman Soykırımı’nı anma günü olarak kabul etmiş. Bugün insanların aklına İkinci Dünya Savaşı’nda, Yahudi Soykırımı’nın gelmesi gayet normal. Bize verilen haklar, tazminatlar ne yazık ki çok geç geldi” ifadelerini kullandı.

“Bir gecede katledildiler”

Bulut, “Nazilerin kendilerini üstün ırk kabul etmesi ve kendinden olmayanları insan bile kabul etmemesi belli soykırıma yol açtı. Bu soykırım toplama kamplarında meydana geldi. Bunların içinde en dikkat çeken toplama kampı Polonya yakınlarında. 3 Ağustos gecesi 4 bine yakın Roman bir gece içerisinde önce gaz odalarına gönderildi, bayıltıldı ve ya öldürüldü. Daha sonra krematoryum dediğimiz insanların yakıldığı kazanlarda 4 bin 300 soydaşımız bir gecede katledildi. Tabi ki 4 yıla varan süreç, bu süreç içerisinde yaklaşık 10 toplama kampında her gün insanlar katledildi.”

“Toplu mezarlarla karşılaşıyoruz”

Harita İstanbul ile kent yaşamı kolaylaşıyor! Harita İstanbul ile kent yaşamı kolaylaşıyor!

“Toplama kampında sadece katledilen insanlar değil, canlı canlı deneyde kullanılan çocuklar da var. Roman toplumları klan şeklinde yaşar, şehir merkezinden uzaktır. Özellikle Fransa’da, İtalya, Alman, Polonya’daki bölgelerde yakılanlar orada imha edilip, gömülmüş. Bugün bile İtalya’da, Fransa’da ve Almanya çevresinde toplu mezarlarla karşılaşıyoruz. Bu da çok acı bir durum…”

Dünya’daki Roman Soykırımları

Bulut, “2 Ağustos Roman Soykırımı’nı, Avrupa Parlamentosu 2015 yılında kabul etti. Tabi öncesinde kabul eden ülkelerde var. Daha sonra Almanya’da bir Roman anıtı, Merkel zamanında inşa edildi. Biz bugün 2 Ağustos’u konuşuyoruz ama 2 Ağustos’tan önce de çok fazla soykırım var. Bugün Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinin 16-17. YY da Romanlara yönelik soykırımları var. Bugün Romanlara soykırım uygulamamış ve ya Romanlara yönelik insan haklarına aykırı yasa çıkarmamış ülke yok gibi… Almanya’daki ilk kayıt 1407 yılında, Romanlara şiddet ve işkence yapılmış. 1471 yılında İsviçre’de, 1482 yılında yine Almanya’da, 1492 yılında İspanya’da, 1500 yılında İngiltere ve İsveç’te, 1502 yılında Fransa’da Kral Louis tarafından yasa çıkarılıyor ve Romanları öldürmek, asmak, idam etmek suç olmaktan çıkıyor. 1526 yılında 3. Henry İngiltere’nin sınırları dışında ülkeye Romanların girmesine müsaade etmiyor. 1536 yılında Danimarka’da 1540 yılında Belçika’da, 1541 yılında İskoçya’da, 1549 yılında Çek Cumhuriyeti’nde. Çek Cumhuriyeti’nde son 20 sene önce Roman kadınlar iki çocuktan sonra kısırlaştırılıyordu. Bunlar ispatlandı ve tazminat ödemeleri Çek Cumhuriyeti’nde başladı. 1557 yılında Litvanya’da, 1560 yılında yine İsveç. Ve İsveç bugün insan hakları bakımından en önde gelen ülke olarak geliyor ama tarih böyle söylemiyor. 1563 yılında İtalya’da, 1578 yılında yine İsveç’te diye bu liste gidiyor. Avusturya’da bile katliamlar var. Hatta Avrupa’nın belli bölgesinde Roman gördüklerinde uzaydan gelen insanlar olarak adlandırmışlar. Köleleştirmek özgür bırakılmış” dedi.

Türkiye’de soykırım denilince Romanlar akla gelmiyor”

Bulut, “Türkiye’de sivil toplum örgütlerinin bir kısmı bu konuda duyarlı. Edirne’de ciddi etkinlikler oldu. Kocaeli’nde dün ikindi namazı sonrası aşure dağıtımı oldu. İzmir’de yine sivil toplum örgütleri bir araya gelip Cumhuriyet Meydanı’nda karanfil bıraktılar. Akşam İzmir’de tarihsel bir söyleşi de meydana geldi. Ama yeterli değil. Özellikle soykırım denilince Türkiye’de pek akla gelmeyen toplumların başında geldiğimiz için hem yerel yönetimler de hem merkez yönetimler de 2 Ağustos’un pek karşılığı olmuyor. İnsanlarda tam anlamıyla ırkçılık bitmiş değil, sadece isim değiştirdi. Bugün Dünya’da olan ırkçılık ne yazık ki Türkiye’de de var. Bu bizim karşımıza ön yargı olarak çıkıyor, ayrımcılık olarak çıkıyor. Roman sorunları dediğimiz de akla gelen eğitim, barınma, istihdam vs. temelinde ön yargıyı, dışlanmayı getiren bir noktada oluyor. Bugün sorunların çözümü için oturduğumuzda ilk önce ön yargıyı bir ortadan kaldıralım diyoruz. Bugün ön yargıyı kaldırmadığımız sürene ne Romanların eğitim sorununa ne de istihdamına çare bulabiliriz. Diploması olan Roman genci iş bulamıyor. Parası olan Roman’da ev bulamıyor. Bunun altında da ön yargı yatıyor. Hem renk teninden hem oturmuş olduğu mahalleden hem konuşmasından, giyinişinden dolayı Roman çocukları dışlanıyor. En çok kırılma noktaları da ilkokuldan ortaokula geçmeleri, ortaokuldan da liseye geçmelerinde yaşanıyor. Acıdır ki bunlara göğüs gerip, belli bir eğitim seviyesine gelmiş çocukların üniversiteyi bitirme oranları bin de dört, bin de iki gibi rakamlar. En çok yaşadığımız sıkıntılardan bir tanesi eğitim de görülen ön yargı” dedi.

Çözüm mekanizması içinde yokuz”

“Ülkemiz çok ciddi bir ekonomik krizden geçiyor ve çok ciddi sorunlarımız var. Ama bu sorunların çözüm mekanizması tabi ki TBMM. Bugün ülke şartlarının tamamen altında yaşayan bir Roman sorunu da var. Eğer sorunları çözüme kavuşturacaksak önce Roman toplumundan da başlamak gerekiyor. Eğer Roman toplumunun eğitim seviyesi yükselmezse ülkemizin eğitim seviyesi de yükselmez. İstihdamda da öyle, Romanların işsizliğine çare bulamayız. TBMM’ye de de temsilci gönderemediğimiz zaman daha da geri planlara itiliyoruz. Bugün çok az belediye meclis üyemiz de var. Çözüm mekanizması içinde yok denecek kadar azız”

“İzmir uyuşturucu kullanımında önde”

Bulut, “Bugün uyuşturucuya bulaşmış ama tedavi sürecin de olan gençler de ne yazık ki yalnız bırakılıyor. Çocuklar uyuşturucuya bulaşmadan bazı konularda bilinçlendirilmeli. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın bu konuda yaptırımları olması gerekiyor. Türkiye’de yaklaşık 7 yıldır gazetecilik yapıyorum ve 10 yıldır gündem içerisindeyim ama Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın uyuşturucu için tedbir aldığını, Roman mahallelerine gelip çocuklara bazı konularda uyuşturucuya bulaşmaması için engelleyecek şeyler yaptığını da görmedim. Bu işi tamamen Romanların üzerine yıkmakta haksızlık oluyor. Uyuşturucu satışında Roman mahalleri öne çıksa da, uyuşturucu kullanımını geçen mahalleler de var ne yazık ki… İzmir uyuşturucu kullanımında ülkemizde başı çeken şehirlerden bir tanesi. Türkiye’de birkaç isim dışında Tunç Başkan’ın da dâhil insanların önemsediğini görmüyoruz. Sayın Tunç Soyer hariç Kocaeli Belediye Başkanı, Edirne Büyükşehir Belediye Başkanı’ da önemsiyor ama parmakla sayılacak kadar. Romanlar da bu ülkenin de vatandaşı” diye konuştu.

Editör: MELEKŞAH TUFANER