Urla Karantina Adası günümüz karantina sistemlerine örnek olarak, restorasyon çalışmalarıyla müze haline getiriliyor. Bu kapsamda adanın, Türkiye Hudut ve Sahilleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılacak restorasyon kapsamında, 16 tarihi yapısı yenilenecek. 

'GÜNDE 600 KİŞİ GİRİŞ YAPABİLİYORDU'

Adanın karantina anlamında bilimsel çerçeveyle yapılmış ilk yer olduğunu söyleyen Yılmaz, "Deniz yoluyla ülkeye giriş mürettebat, ahşap iskeleye iniş yapıyor. Kişisel eşyalarını raylı vagonlarla içeriye gönderiyorlar. Yolcular ise sağ ve solda bulunan duşlara giriyorlar. Kişisel eşyaları 'tebhirhane' ya da günümüzdeki adıyla dezenfeksiyon odasında yüksek buharlı makinelerde dezenfekte ediliyor. Günde 600'e yakın kişi bu sistemden giriş yapıyor. Daha sonra tesislerde karantina sürecini tamamlıyorlar. Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar faaliyet gösteriyor. Daha sonra burasının varlığı tarihsel bir pozisyona dönüyor" dedi.

100 YIL SONRA KARANTİNA İÇİN KULLANILDI

Böyle bir adanın var olması ve insanlığın birdenbire koronavirüs sürecine dahil olmasının gözleri adaya çevirdiğini belirten Yılmaz, "Biz pandemi sürecinde de yaklaşık 6 ay boyunca burayı karantina için kullandık. Bazı gruplar burada yaklaşık 20 gün kalıp ayrıldılar. 100 yıl sonrasında burası tekrar kullanılmış oldu" diye konuştu. Öte yandan Karantina Adası'nın tamamının birinci derecede arkeolojik sit alanı olduğunu ifade eden Yılmaz, "Buradaki 16 yapı da 'Korunması Gereken Kültür Varlığı' olarak tescil edilmiştir. 'Tahaffuzhane' adı verilen asıl bina müze haline dönüştürülecek. Bu binalar kapsamlı bir restorasyona tarihi boyunca hiç girmemiş. Her daim lokal müdahaleler yapılmış. Geçtiğimiz ayın ilk günü buradaki restorasyon sürecini başlattık. Sistem oturtuluyor, malzemeler taşınıyor. Tarihi doku korunarak uzmanların gözetiminde binalar restore ediliyor. Binanın kendisi bir müze formatında. Bu yüzden dışarıdan müzeye eklenti yapılmayacak" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim