Hemen aşağıda yer alan kupür de gördüğünüz yazımızı 26 Ocak tarihinde yazmıştık.  Hatta yazının girişinde bu tarihi de belirtip, CHP’nin İzmir adaylarını açıklamadan önce yazılmış olduğunu da teyit etmiştik. Denileni, konuşulanı değil, geleni, gelecek olanı söylemiştik. 

Maksadımız kendimizi övmek, ‘’Bak nasıl bildik’’ demek değil. Tam aksine CHP’de Özgür Özel’in koltuğa oturmasıyla başlayan ‘’Değişim’’ denilen sürecin aslında ‘’Dönüşüm’’ olduğunu bununda 31 Mart’taki yerel seçimlerle tescilleneceğini anlatmaktı derdimiz.

Bilim kitaplarında iki kavram arasındaki fark ‘’Değişim; belli bir süreç içinde yer alan değişikliklerin tümü, Dönüşüm ise olduğundan başka bir biçime ya da duruma girme hali’’ diye açıklanır. Biri değerlerini koruyarak gelişmeyi, diğeri başka bir biçime girmeyi anlatır. 

CHP’nin kongreyi kazanan ancak koltuğa tam anlamıyla sahip olamayan Özel’in dilinden düşürmediği ‘’Değişim’’ aslında ‘’Dönüşümün’’ ayak sesleri. En az üçe bölünmüş partideki güç dengelerinin arasında ‘’Pinpon topu’’na dönen Özel’in gitmekte olduğu istikamet.

Başkan adaylarıyla sahneye çıkan ‘’Değişim’’ içinde intikam, koltuk kavgası, gelecek kaygılarını barındırsa da özünde içi tam doldurulamamış, nedenleri, niçinleri, gerekçeleri, yöntemleri, hedefleri ortaya konmamış büyük bir laftan, bir balondan ibaret. 

Kadın aday artışı, adayların yaş ortalaması gibi basit göstergelerle açıklanmaya çalışılan, sonucunda iktidar hedefleyen bir partiye neler kazandıracağı, bunun vatandaşa, ülkeye neler katacağı, bugüne kadar CHP’de olmayan neyi sağlayacağı ise tam bir muamma.

Belki seçimin havasından, suyundan böyle içi boş ama kendisi kocaman anlatılıyor, belki de ‘’Hele şu 31 Mart bir geçsin, sonra bakarız çaresine’’ deniliyor. Da öncesi, sonrası hiç fark etmez, CHP değişmiyor, dönüşüyor. Kurucu değerlerinden hızla uzaklaşıyor. 

Kağıt üzerinde bunların kalmış olması, kalacak olması bir şey değiştirmeyecek. Görünen köy, kılavuz istemiyor. Seçim sonrası hesaplar şimdiden yapılıyor, içi boş ‘’Değişim Rüzgarı’’nın yaratacağı tahribat süreci daha da hızlandıracak, yıl bitmeden olağanüstü kongre kaçınılmaz olacaktır. 

Oradan çıkacak sonuç ne olursa olsun ‘’Değişim’’ miadını tamamlayıp, ‘’Dönüşüm’’ resmen başlayacaktır. Bunu görmemek için kör, ayak seslerini duymamak için sağır olmanızda gerekmiyor. Sadece olan biteni tarafsızca tahlil etmeniz yeterli.

Vallahi söz; Yaradan ömür verirde o günleri görürsek, ‘’Biz demiştik, demeyeceğiz’’…