Son Mühür TV’de yayınlanan Kemal Kamburoğlu ile Hayatın Nabzı programının bu haftaki konukları Dokuz Eylül Üniversite İlahiyat Fakültesi emekli hocalarından Prof. Dr. Ömer Dumlu ve Prof. Dr. Rıza Savaş oldu. İslam’ın dünyada ve ülkemizde algılanışının tartışıldığı programda Ramazan ayının özelliğine de değinildi. İşte detaylar...

Ramazan’ı diğer aylardan ayıran özellik ne ?

Prof. Dr. Ömer Dumlu: Kuranın temel vecibeleri vardır. Ahlaklı bir toplum oluşturmak. Ramazan da ahlaklı bir toplum oluşturmanın parçası. Nasıl ? Kuran geldiğinde belli bir topluma geliyor. Cahiliye öneminde geliyor. Kuran önce hedef olarak bunu koyuyor.

İbadetler bunun üzerine bir süsleme

Kuran inmeye başladığında 13 yıl Mekke'de, 10 yıl Medine'de indi. 13 yılda namaz geldi. Bunda temel hedef ahlaklı bir toplum oluşturmaktı. Hz. Peygamber Kuran yardımıyla bunu yerleştirdi. Kuran kişinin ahlaklı yetişmesini sağlıyor ve bunu oluşturduktan sonra ibadetler yavaş yavaş yerleşiyıor. İbadetler bunun üzerine bir süsleme gibi olur. Hz. Muhammed, önce ibadeti yapın deseydi kimse dinlemezdi.

Toplumun içki ile bir problemi var o dönem. Buna da ayar getirriyor Kuran-ı Kerim. Bunu da yavaş yavaş kaldırdığını görüyoruz. Bu da toplumu ahlaken belirli bir yere getirmek demektir. İbadetler gelmeye başlayınca, Bedr savaşına denk geliyor o dönem Hz. Muhammed iftar açtırıyor. Disiplini getiriyor oruç. Böylece nefis terbiyesinin terbiyesini yapıyor. Doktorların söylediği de bu, oruç tutmak faydalı tabi hasta olmayacak kişi oruç tutarken. Sağlıklı insanların nefislerini terbiye etmede birinci etken oruçtur. Bu da hep beraber tutulduğu için kolay gelir. Böylece toplumda bir kaynaşma da oluyor.

Ramazan'ı özel kılan, Kuran-ı Kerim'in o ay inmeye başlaması

Ramazan'ı özel kılan, Kuran-ı Kerim'in o ay inmeye başlaması

Prof. Dr. Rıza Savaş: İbadetler, islamiyette hicri takvime göre yapılıyor. Diğer aylardan farkı yok Ramazanın ama bu ayı özel kılan kuranı kerim o ay inmeye başlıyor. Dolayısıyla Ramazana yına biz Kuran Ayı diyoruz. Kuran ile bizim irtibatımız nedir ?

Kuran ayı derken sadece arapçasını okumak değil. Kuran bize ne diyor, nasıl bir toplum istiyor bunlara bakmamız lazım. Onlara da bakmıyoruz. Aslında onlara da baksak daha iyi olacak. Kuranı Kerim'in bize ne söylediğini sadece meal okumak sadece doğru olmayabilir. Tefsirlere de bakmak gerekir. Yaptığımız ibadetler bizi daha iyiye götürmüyorsa orada bir sıkıntı vardır.

Bu yaptığımız ibaderle bizi değiştirmiyorsa orada bir sıkıntımız var demektir. Bizim hedefimiz nedir iyi insan olsun. Dolayısıyla bu Ramazanlar bize etki etmiyorsa düzeltmiyorsa, kavga etmeye devame diyorsak bu hoş bir şey değil. Eğer Ramazanlar bizi olgunlaştırsa her geçen gün daha iyiye gitmeiz lazım.

En azından bir Ramazanda bu surede ne deniyor diye bakılsa, ki günümüzde buna ulaşmak çok kolay. Herkesin bu dini öğrenmesi gerekir. Bilmemiz gereken esaslar var, Kuranı Kerim mealleri var, diyanetin yayınlar var. Kuranı Kerim'in bir özelliği de şu, ilahi kelam. Kuranı kerim insanı psikolojik olarak da yakalıyor aslında. Hele iyi bir mealden okuyorsanız daha iyi. Bu şekilde Kuranla tanıştıktan sonra insan kendini geliştirebilir.

İnsanlar hiç değişmiyorlar 10 sene önce neyse şimdi de öyle hep aynı. Benim hayıflandığım nokta bu. Bu olmaması lazım. Sebep şu Kuranı Kerim'e nüfuz edemiyoruz, okumuyoruz. Rabbim bana ne diyor şuna bir bakayım diye bakıldığında Kuran, insana kendini açar. Sadece mümine değil kafire de kendine açar. Batıda bu şekilde çok itida hareketleri var.

Din sömürülüyor mu ?

Din sömürülüyor mu ?

Prof. Dr. Rıza Savaş: Kuranı Kerim-i okuduğunuz zaman bunu görürsünüz. Peygamberleri anlatıyor mesela ve onların ortak özelliği var. Bu dini size getiriyorum ama bunun karşılığında bir ücret istemiyorum.

Eğer size dini öğreten zenginleşiyorsa burada bir sorun var o zaman

Eğer size dini öğreten zenginleşiyorsa burada bir sorun var o zaman. Biz sağlık probleminde en iyisini araştırıyoruz ama mesela peygamberimiz Uhud'da nasıl bir savaş gerçekleştirdi, bunun uzmanına gitmiyoruz. Biz dini ciddiye alırsak ve bu konuda 40-50 sene bununla ilgili bir uzmana gidersek daha iyi olur.

SON DAKİKA: S&P Global'ın yıl sonu dolar tahmini SON DAKİKA: S&P Global'ın yıl sonu dolar tahmini

Önüne gelen herkes arapça öğrendim, bu dini bilirim diyor. Sadece arapça okuyup bilen bu dini bilebilir var diye kural mı var ? Adam arapça okuyor, millet arapça okudu diyor TV'lerde görüyoruz. Dinin çeşlitli uzmanlık alanları var. 15 ayrı alan var siz şimdi bir adama her şeyi yüklüyorsunuz. Bir adam her şeyi bilemez ki.

Prof. Dr. Ömer Dumlu: Arapça yazı gördü mü dua zannediliyor. Bu çok yanlış cehaletten kaynaklanıyor. Dolayısıyla bizim insanımız onu gördüğü zaman aslında bu içinden gelen bir saygı, ama gerçek değil. Bilmiyorsanız bir bilene sorun diyor ayet. Bugün iletişim çok kolay.

Muaviye dini değiştirdi mi ? 

Muaviye dini değiştirdi mi ? 

Prof. Dr. Rıza Savaş : Muaviyeyi tanımıyorlar. Peygamberimiz Haşimilerden , Muaviye de Emevi'lerden. İslamiyetten önce kavgalılar. İslamiyetten sonra Emeviler bir türlü müslüman olamadı. O aileden sadece Hz. Osman müslüman oldu. Onun da anne tarafından dolayı oldu. Cahiliye Dönemindeki rekabet İslami döneme de yansıdı. Bunlar çok geç müslüman oldular. 21 sene sonra. Müslüman olduktan sonra müslümanlığı belirledi. Muaviye zaten peygamberimizin kayınbiraderi.

Muaviyenin müslüman olmasında bir sıkıntı yok ama bazı insanlar şunu karıştırıyorlar; Bunlar insan, siyasi rekabet anlayışları var. Emevilerin iş başına gelmesi, Hz. Ali'den yönetimi devralmaları bence haksızdı ama siyasi anlayıştan kaynaklanıyordu. Muaviye dini değiştirdi ya da emeviler dini değiştirdi söylemi muaviyeyi tanımamaktan kaynaklanıyor. İstanbula ilk mülümanların askeri harekat yapmalarını sağlayan muaviyedir. Dolayısıyla muaviyeyi suçlamak yanlış olur.

Din sadeliğini kaybetti

Prof Dr. Ömer Dumlu: Muaviyenin hataları yok mu tabi ki var. Namazdan sonra hutbe okumayı cemaat gidiyor diye değiştidiler. Önce hutbeyi okumaya başladılar. Şu anda namazı tanıyamıyoruz niye ? Çünkü, o kadar çok namaz üretildi ki ? Oruç da aynı şekilde çığırından çıktı. Halbuki bunlar peygamberimizin uyguladığı şeyler değil. Din sadeliğini kaybetti. Din sadeliğini kaybedince işler karıştı.

Din ile siyasetin yan yana gelmesi doğru mudur ?

Prof. Dr. Ömer Dumlu: Bu manada doğru değildir. Hz. Peygamber dönemine baktığımızda Kuran'ın ibadet, ahlak, okumak, inanç ve siyaset boyutu var. Bu yönetimler o kadar çalkantılı geçti ki sanki Kuran'da hiç yönetimle alakalı bir şey yok. Oysaki Kuran'da en başlarda adalet var. Adalet olmadan ahlak olmaz. Bu durum, 'Dinle siyaset asla bağdaşmaz' düşüncesine getirdi bizi. 'Dinle ne alakası var siyasetin ?' diyenler var. Aslında siyaset yönetimdir yani ahlaklı yönetimdir. Siyasetin tam böyle merkezindedir.

Siz adalet prensibini zedelerseniz. İster istemez insan dinden de soğur. Bu prensiplerin içini boşaltmadan dönmemiz mümkün. İnsan kendi vicdanında tartacak dinin ahlakı dediğimiz şey bu. Sıkıntı şurada herkes kendi kafasına göre bir İslam ele alıyor. Kuran doğumdan öncesinden d-ölümden sonrasına kadar ele alıyor insanı. İnsan ölür bitti ama ya iyi şeyler bittiyse kapanmaz.

Sahte şeyhler ve tarikatlar

Prof. Dr. Ömer Dumlu: Hz. Peygamberin sağlığında bile yalancı peygamberler çıkıyor. O mehdilik iddiasına düşenlerin de Kuran okumuşluğu yok. Bunlar sadece Müslümanları oyalamadır. Aslı yoktur, geleceğe çalışmamız gerekirken yatmamızı sağlayan şeylerdir.  

Mehdi yok, gelmeyecek 

Prof. Dr. Rıza Savaş: Bizim eğitim sistemimizde bir ıkıntı var sanıyorum. Kuranı Kerim'e inseniz böyle bir şey olmadığını görüyorsunuz. Onların dayandığı bir takım rivayetler var hadis gibi. Fakat onları yorumlamak da her insanın harcı değil, uzman gerekiyor. İslam dünyasında böyle bir problem var. Bu tabi ki yanlış yaklaşım, bir türlü düzeltemiyoruz. Mehdi yok gelmeyecek.

Her önüne gelen eline kitap alığ hüküm bina edemez

Rivayet nedir ? Birisi bir şey duyuyor, yanlış duyma ihtimali yok mu ? Tabii ki var. Hz. Ayşe mesela bir gün evinde oturuyor. Ebu Hureyre kendisi peygamberimizin asabından, diyor ki 'Uğursuzluk 3 şeyde vardır: kadında vardır, evde vardır binitde vardır.' Hz. Ayşe de namazdaymış o an müdahale edemiyor. Yeğenine diyor ki 'Git Ebu Hureyre'ye söyle bu peygamberimizin söylediği bir şey değildir. O demiştir ki, 'Bu cahiliye döneminde insanlar böyle düşünürdü.' Yanlış anlaşılmış yani. Dolayısıyla her önüne gelen eline kitap alıp hüküm bina edemez. Bu mehdilik meselesi maalesef çok problemli bir konu geçmişte de öyleydi. Bunun çözümü Kuranı okumak ve uzman görüşü almak.

Kaynak: HABER MERKEZİ