Kemal Kamburoğlu’nun sunduğu Hayatın Nabzı programının bu haftaki stüdyo konuğu Emekli Tümgeneral Hava Pilotu Beyazıt Karataş oldu. Savuna Sanayi projelerinde ortak çalışmalara bağlı bir yol haritası olduğunu ve kısa zamanlarda ortaya çıkmadığını belirten Beyazıt Karataş,”Bunun içerisinde yüzlerce binlerce emektar var. İşçi çalışıyor, mühendisleri çalışıyor, yöneticileri çalışıyor” diyerek bir kişiye bağlı bir savunma sanayi projesinin dünyada örneklerinin olmadığını vurguladı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile başlamak zorundayız çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk ülkemizin kurucu Cumhurbaşkanıdır diyen Karataş , “Atatürk yaşadığı dönem süresince savaşlar ve savaşlar sonrasında ülkenin yeniden yapılanmasında güçlü bir ordunun, güçlü bir silahlı kuvvetlerinin ve  milli olması konusunda önem veren başkomutanımız, o her zaman şunu söylüyor, dışa bağımlılığı bitirelim kendi silah sistemimizi yapalım, nasıl ekonomiyi kalkındırmak için onlarca fabrika buna benzer girişimlerde bulunurken, Cumhuriyeti ayağa kaldırmaya çalışırken, ordunun yapılanmasında dışa bağımlılığı kaldırmaya yönelik çalışmalar yapıyor. İran şahına uçak hediye ediyor Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Bunların hepsi yapılırken büyük bir atılım var bir çok iş adamı da Atatürk ün talimatıyla bu projelerin içerisine yürüyor” diyerek Atatürk’ün havacılığın önemini çok yakından gördüğünü belirtti. Karataş, Atatürk’ün yüz yıl önce verdiği talimatlara değindiği programda, yine Atatürk’ün bir sözüne vurgu yaptı,” Türkiye’de üretilen uçakların ve onların motorlarının hepsinin milli olması gerekiyor.”

“Amerika kendi kullanmadıkları silah sistemlerini Türkiye’ye veriyor”

 Karataş, “1945li yıllar ve 1952 yılında Türkiye’nin NATO’ya girmesiyle birlikte Amerika Birleşik Devletleri kara deniz hava bütün silahlı kuvvetlerimiz için geçerli olan kendi kullanmadığı silah sistemlerini Türkiye’ye veriyor, bir kısmını hibe ediyor, bir kısmını düşük fiyatta satıyor, bir kısmını kredi ile satıyor” dedi.
Karataş bu sözleri özetle,” Dönemin şartlarına uygun olarak, herhangi bir şey üretme ben sana veriyorum daha da ucuz veriyorum vakitten de kazanırsın hem personelini eğitirim, malzemelerini silah sistemlerini veririm, uçakları da veririm” açıklamasıyla noktaladı ve o zamanki güvenlik sorunları içerisinde Türkiye’nin de NATO’ya dahil olmasıyla birlikte kabul ettiğini ifade etti.

Whatsapp Image 2024 04 18 At 11.59.41

“Türk Kara Kuvvetleri Amerika Birleşik Devletleri’ne yüzde 90-95 bağımlı”

Bir uçak alırsanız 40 50 yıl o ülkeye bağımlı olursunuz diyen Karataş, Türk Kara Kuvvetleri’nin Amerika Birleşik Devletleri’ne yüzde 90-95 bağımlı olduğunu belirtti. Amerika Birleşik Devletleri’ne yüzde yüz bağımlı demek içimden geçmiyor diyen Karataş,nedenini şu şekilde açıkladı,”Bir ülkenin uçak ve silah sistemlerini kullanmaya başlarsınız. Teknik dokümanlarından tutun eğitimlerine kadar hepsini yaptığınız anlaşmaya göre o ülkeye bağımlı olarak kalıyorsunuz. Siz Amerika Birleşik Devletleri’nden uçak alıyorsanız Birleşik Devletleri’nin şartlarını kabul etmiş oluyorsunuz. Şu ana kadar benim pilotluk yaşantım içerisinde uçtuğum uçakların hepsi Amerikan savaş uçakları.”

Kaan’a geri dönüyorum diyen Karataş, Kaan’ın hikayesinin 2013 yılında hayata geçtiğini 2024 yılında dile gelen uçağın hikayesinin 2010 yılına dayandığını belirtti. Sözlerine devam eden Karataş, düşünce olarak Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren milli muharip uçağımızın yapılmasının söz konusu olduğunu, yapıldığını fakat sonrasında dışa bağımlılığımızın yüzde yüze yakın bir şekilde arttığını söyledi.

“Kaan için 200 şirket çalışma yapıyor”

Birincil sistemler olarak adlandırılan sistemle uçak üretimi konusuna değinen Karataş, “Kaan uçağı 17 mart 2023 de hangardan çıktı. 1 mayıs 2023 tarihinde resmi olarak adı Kaan olarak kondu ve 21 Şubat 2024 tarihinde de Kaan ilk uçuşunu yaptı. Size ait olduğunu ispatlayan konu parçalarının üretilmesi ve parçalarının kesilmesi onların bir araya getirilmesi ikinci aşama. Tasarım, yazılım, parçaların üretilmesi, kesilmesi entegrasyonu ve bunların birleştirilip uçurulması milli olarak sizin bu işi yaptığınızı gösteren en önemli belgedir. Bunu yaptıysanız Kaan uçağı milli uçaktır ”diyerek şu an da 34 ana şirketin Kaan için üretime ortak olduğunu ve bunun alt şirketlerle birlikte 200 şirketin Kaan için şu andaki ortama göre ortak çalışma yaptığını söyledi.

Kaan milli uçaktır

Milli uçak tartışmasına son vermek istediğini dile getiren Karataş, “Bu uçak milli mi değil mi. Bu uçak milli. Milli kavramının birinci sistem olduğunun altını çiziyorum” ifadesini kullandı. Karataş,uçakların yıllara ve kullandığı silah sitemlerine göre kıstas koyarak değerlendirme yapma aşamasının ortaya çıkmasıyla 2000li yıllarda nesil konusunun gündeme geldiğini belirtti. Böylelikle birinci, ikinci üçüncü, dördüncü ve beşinci nesil olarak bir ayrım yapıldığını belirtti. Karataş, “ F16 dördüncü nesilden dört buçuk nesil standartlarına gelecek. F35 uçağı ve Kaan uçağı ise beşinci nesil olarak adlandırılıyor” dedi. Karataş, beşinci nesil olan uçaklar için gelişmiş sistemleri, manevra kabiliyetleri, gövde içinde taşıyabilecekleri silah sistemleri ve işlemcileri konusunda detaylara dikkat çekti. Bunların hepsinin ana unsurlar olduğunu söyleyen Karataş beşinci neslin bunlarla adlandırıldığını ve beraberinde dikkat çektiği detaylar ile tüm bunların Kaan’ı temsil ettiğini belirtti.

Whatsapp Image 2024 04 18 At 11.59.42 (1)

“Türkiye’nin havacılıktaki kurtuluş mücadelesinin bir parçasıdır”

SONDAKİKA : Gaziantep'te bir sağlık çalışanı canına kıydı! SONDAKİKA : Gaziantep'te bir sağlık çalışanı canına kıydı!

Kaan Türkiye’nin projesi AK Parti’nin projesi değil diyen Karataş hikayesi eskiye dayandığını söyledi. Yönetimdeyken böyle bir uçağı üretmeye karar verebilirsiniz ama Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarının vergileriyle yapıyorsunuz ifadesini kullanan Karataş,”Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin uçağıdır, hepimizin uçağıdır. Bunu bizim desteklememiz gerekir. Dolayısıyla bu havacılıkta bir adımdır. Türkiye’nin havacılıktaki kurtuluş mücadelesinin bir parçasıdır onun için desteklenmesi gerekiyor” diyerek uçağın ilk uçuşunun nefes aldırdığını ve böylece ikinci aşamaya geçildiğini söyledi. Karataş, yapılan çalışmaların Türkiye’nin savunma sanayi içinde ilerlemesi ve savunma gücüne katkı sağladığını ve siyasete karıştırılmaması gerektiğini belirterek Atatürk’ün “Asıl olan iç cephedir” sözünün altını çizdi.

Çok rollü bir uçak olacak

Kaan uçağının hava savunma görevleri yapabilen bir uçak olduğunu hem de havadan yere taarruz yapabilecek çok yönlü bir uçak olduğunu söyleyen Karataş, “ Amacınıza uygun olarak havadan havaya da kullanabilirsiniz, havadan yere de kullanabilirsiniz çünkü ona uygun havadan yere bombalar atacak, çok rollü bir uçak olacak” dedi. Karataş, Kaan’ın hava kuvvetleri konusunda yapılacak işlerin önünü açacağını ve kara,deniz, hava kuvvetlerine, 6. nesil uçak çalışmalarında katkı sağlayacağını belirtti.

İsrail hiçbir Filistinli kalsın istemiyor

Son olarak Orta Doğu’daki karışıklıklar üzerinde duran Karataş, “ İsrail hiçbir Filistinli kalsın istemiyor. Uluslar arası toplumun düşündüğü ilk devlet çatısı altında bulunmak istemiyor. İsrail bütün topraklara sahip olmak istiyor. Bunun adı soykırım. Savaş olarak adlandırmıyoruz ama savaşın bir türü. Hamas İsrail çatışmasında bunun adını koyarken ben ilk günden itibaren soykırım olarak nitelendirdim” dedi.

Orta Doğu’daki çatışmaların oyun olmadığını, karşılıklı dövüş olduğunu dile getiren Karataş,” Ateşle oynamak bir oyun değil. Havada füzeler uçuşurken SİHAlar patlarken, insanlar sığınaklara kaçmaya kalkarken daha büyük savaşa evirilmesi söz konusuyken bu bir oyun değil. Ateşle oynanan bir oyun bu. Ateşin üstünden atlarken tutuşup yanabilirsiniz. Bunun sonucu şudur. 3. dünya dediğimiz savaş türleri devam ediyor. Can alıcı nokta bunun daha çaplı komşu ülkeleri Türkiye’yi etkileyecek. Bizi etkiliyor zaten. Bizi zaten yakından ilgilendiriyor. Buradan alacağımız derslerle beraber kendi hava füze savunmamızı kendi milli savunma sistemlerimizi ortaya koymamız gerekiyor” dedi.

 

Kaynak: Haber Merkezi