“Birlikten kuvvet doğar”, “Bir elin nesi var, iki elin sesi var”, “Tek elle alkışlanmaz”, “Birlik içinde eriyen her işte muvaffak olur”, “Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için”, “Bir olalım iri olalım diri olalım”, “Eller çoğalınca işler hafifler” vs.

Yıllarca takım oyunları oynamış biri olarak severim bu sözleri. Bir ekibin parçası olmak ne demek iyi bilirim… Zaferin tadına birlikte çıkarmak ne kadar zevkliyse, mağlubiyetin üzüntüsünü paylaşmak da o kadar anlamlıdır. Galibiyette de yenilgi de bir kişinin üstüne yıkılmaz. Her türlü zorluğun karşısında duran bir grup insan vardır ve yan yana olunca engelleri kaldırmak kolaylaşır.

Ayrıca sıkıcıdır tek adam olmak. Etrafınızda birileri vardır, bir şeyler yapıyorlardır ama hepsi iş icabı orda olduğunu bildikleri için eğlenmezler, keyif alıyormuş gibi gözükseler de menfaatlerinin peşindedirler. Her zaman herkese güvenemezsiniz. Ne zaman sizin yerinize geçmek için harekete geçeceklerini düşünürken hayatın tadını kaçırırsınız. Daha fazlasını isterken bir hiçle, boşa geçen bir ömürle karşı karşıya kalabilirsiniz. Yaptığınız her şey bir anda silinebilir. 

Oysa eksiltmek yerine çoğaltmak, daha çok insana ulaşmak daha güzeldir. Bunu ekip çalışması yapanlar daha iyi bilirler.

Ben bunu 32. Gün ekibinden öğrendim, Kenter Tiyatrosu’ndan, Olacak O Kadar kadrosundan, Bir Başka Gece çalışanlarından, Beatles’tan, Scorpions’tan, 1989- 1992 yılları arasında 3 yıl üst üste şampiyon olan Beşiktaş’tan, Kadın Voleybol Milli Takımı’mızdan…

O yüzden belki, ekip olmak önemli benim için... Yazarlık ise bireysel bir iş, 2014 yılında 50 kişiyi bir araya toplayarak Herkes Biraz Yazar grubunu kurdum. "Birlikte Sensiz Ölümdür Aşk" adında bir roman yazdık… Şimdi benzer bir roman çalışması içindeyim. “Dostluk Kazansın” adlı romanı 27 kişi kaleme aldık. Roman yakın bir zaman içinde okurları ile buluşacak.

Bu kitap İzmir Karşıyaka Belediyesi çalışanlarından Feruz Bozaslan’ın hayatından yola çıkılarak kaleme alındı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesinden yola çıkan bir Türk gencinin barış düşüncesinin gelişimi için yaptıklarından, Fair Play Ödülü’ne kadar giden yolculuğundan bahsediliyor. 

Umarım anlattığımız hikaye kitap olarak karşımıza çıktıktan sonra beyaz perdeye de uyarlanır. 

KİTAP FUARI’NDA OLMAK

Biz Kitap’tan çıkan Vapur Hikayeleri kitabıyla geçtiğimiz gün İzmir Kitap Fuarı’ndaydım. Biz Kitap standında Vapur Hikayeleri dışında diğer kitaplarımı da imzaladım. Onlardan biri de Sensiz Ölümdür Aşk’tı… Fuarın Kültürpark’ta olmasına çok sevindim. Çok keyif aldığım bir ortam yaratılmış. Keşke Kültürpark’a girenlere stantların nerede olduğunu gösteren broşürler verilseydi. Herkes aradığı yazarı ve yayınevini daha rahat bulabilirdi. Buluşamadığım okurlar olunca üzüldüm. Bir başka tavsiyemde yurtdışında olduğu gibi yazarların okurlara kitaplarını okuduğu ve söyleşi yapılabilen küçük küçük alanlar yaratılması. Bunlar dışında İzmir Kitap Fuarı’na emeği geçen herkesi kutluyorum.  

Kitap Fuarı ile İzmir Maratonu aynı güne gelince trafik baya karıştı ama Kültürpark’taki coşku da arttı. Ege Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV) için koşan NHKM Bi Dünya Müzik Kadınlar Korosu etkinlikte aynı zamanda harika da bir konser verdi. Bir araya gelerek seslerini, daha gür, daha güçlü ve güzel çıkıyorlardı. Eğitime destek olmak demek demokrasiyi ve çok sesliliği güçlendirmek demektir. Yaşasın EÇEV, yaşasın kadınlar, yaşasın çok seslilik…